Göbeklitepe

gobeklitepe2

Göbekli Tepe, Şanlıurfa‘nın 20 kilometre kuzeydoğusundaki Örencik köyü yakınlarında, yaklaşık 300 metre çapında ve 15 metre yüksekliğinde geniş görüş alanına hakim bir konumda yer almaktadır.

Göbekli Tepe, 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi’nce yürütülen “Güneydoğu Anadolu Tarih öncesi Araştırmaları Projesi” yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir.

Kazı çalışmaları ise 1995 yılında Şanlıurfa Müzesi başkanlığında ve İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden (DAI) Harald Hauptmann bilimsel danışmanlığında yapılan yüzey araştırmasından sonra başlatılmıştır. Hemen ertesinde yine Şanlıurfa Müzesi başkanlığında ve Klaus Schmidt bilimsel danışmanlığında kazılar başlamıştır. 2007 yılından itibaren ise kazı çalışmaları Bakanlar Kurulu kararlı kazı statüsüyle ve yine Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Klaus Schmidt’in başkanlığında devam ettirilmiştir.

Alman arkeolog Klaus Schmidt tarafından bulunan ve halen kazı çalışmaları devam eden arkeolojik bölgede ortaya çıkan 12 bin yıllık tapınak,‘avcılık ve toplayıcılıkla geçinen göçebe toplulukların, tarımı öğrenerek yerleşik yaşama geçtiği’ tezine ters düşüyor. Çünkü bu dönemde yaşayan insanların henüz çanak çömlek yapmayı bile bilmedikleri varsayılıyor.

İnşası Milattan önce 10.000 yılına uzanan ve Tarihin sıfır noktası olarak da nitelendirilen Göbekli Tepe tarihteki en eski ve en büyük ibadet merkezi olarak biliniyor. Göbekli Tepe,  İngiltere‘de bulunan Stonehenge’den 7.000, Mısır piramitlerinden ise 5.500 yıl daha eski. 

Neolitik döneme ait Göbekli tepe, ilk tapınağın dolayısıyla yeryüzündeki ilk inancın merkezi olabilmesi açısından önemli. Bu bölgede yaklaşık 20 tapınak tespit edilmiş ve şu ana kadar yalnızca 6 tapınak gün ışığına çıkartılmıştır.

Göbekli Tepe’de yapılan kazılarda konut olabilecek herhangi bir mimari kalıntıya ulaşılamamıştır. Bunun yerine çok sayıda anıtsal kült yapısı ortaya çıkarılmıştır.

gobelitepe1

Göbekli tepe dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğudur. Bu yapıların ortak özelliği, T biçimindeki 10 – 12 dikilitaş yuvarlak planda dizilmiş, araları taş duvarla örülmüştür. Bu yapının merkezinde daha yüksek boyda iki dikilitaş karşılıklı olarak yerleştirilmiştir. Bu dikilitaşların çoğu üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartma ya da oyularak betimlenmiştir. Söz konusu motifler yer yer bir süsleme olamayacak kadar yoğun olarak kullanılmıştır. Bu kompozisyonun, bir öykü, bir anlatım ya da bir mesaj ifade ettiği düşünülmektedir. Hayvan motiflerinde boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, yaban ördekleri ve akbaba en sık görülen motiflerdir Bir yerleşim değil, kült merkezi olarak tanımlanmaktadır. Buradaki kült yapılarının üretime geçiş aşamasına – tarım ve hayvancılığa- yakın olan son avcı grupları tarafından inşaa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Diğer anlatımla Göbekli Tepe, çevredeki oldukça gelişmiş ve derinlik kazanmış bir inanç sistemine sahip olan avcı – toplayıcı gruplar açısından önemli bir kült merkezidir.

Tüm bunlar ve kazılarda ortaya çıkarılan anıtsal mimari, Göbekli Tepe’yi eşsiz ve özel yapmaktadır. Bu bağlamda UNESCO tarafından 15.04.2011 tarihinde Dünya Mirasları‘na aday gösterilmiştir.

klaus1

Not: “Tarihin sıfır noktası” olarak  nitelendiren ve dünyanın en eski tapınak merkezi olarak kabul edilen Göbekli Tepe kazılarında büyük emeği olan ve  20 Temmuz 2014’de hayata veda eden Prof. Dr. Klaus Schmidt’i minnetle anıyoruz.